Okul işleyişi bakımından bir sisteme benzetilirse bu sistemin önemli bir ünitesi sınıf olur. Sınıf eğitim ve öğretim faaliyetleriyle beraber öğrenciler için planlanan tüm olumlu davranış modellerinin kazandırılabileceği bir ortamdır. Sınıf ortamının planlayıcısı,yöneticisi ise öğretmendir. Öğretmeni bir film yönetmenine benzetebiliriz.
Yönetmenin başarısı nasıl filme yansıyorsa,öğretmenin başarısı da sınıfa oradan da öğrencilerin başarısına yansır. Tüm bunları dikkate alarak öğretmenin etkili bir sınıf yönetimini gerçekleştirebilmesi için bazı hususları dikkate alması gerekir. Bu makalede sınıf yönetimi 45 dakikalık bir ders süresi dikkate alınarak tasarlanmıştır. Dört bölüm halinde ele alınan yönetim önerileri aşağıda verilen sıra ile irdelenmiştir.
1- Sınıftaki öğretmen öğrenci davranışlarının biçimlendirilmesi
2- Konu ve ders içeriğinin takdimi
3- Ödül ve ceza kurallarının uygulanması
4- Muhtemel problemler karşısında takınılabilecek davranış modelleri.
2- Konu ve ders içeriğinin takdimi
3- Ödül ve ceza kurallarının uygulanması
4- Muhtemel problemler karşısında takınılabilecek davranış modelleri.
1-Sınıftaki öğretmen öğrenci davranışlarının biçimlendirilmesi:
Öğretmenin sınıf içerisindeki davranışları bir bakıma öğrencilerin davranışlarını da belirler. Yani öğrenciler öğretmenin aynası gibidirler. Gördüklerini tekrarlarlar. Bu açıdan öğretmen
her davranışının
öğrenciler tarafından dikkatle takip edildiğini unutmamalıdır.Öğretmenin derse
girişinden teneffüse çıkışına kadar ki örnek davranış modellerini
sıralayalım.Öğretmen derse vaktinde girip yine vaktinde çıkmalıdır.Kılık
kıyafeti düzgün olmalıdır.Sınıfa ilk girişte orta sıra hizasında tüm
öğrencileriyle göz göze gelebilecek bir konumda durmalıdır. Tüm öğrencileri
gözle süzmeli, eğer dikkati dağınık başkalarıyla konuşan veya öğretmeni fark
etmemiş öğrenciler varsa asla komut vermemeli bir sessizlik içerisinde
bekleyerek tüm bakışları üzerinde topladıktan sonra sınıfı selamlamalı daha
sonra oturmalarını istemelidir. Eğer buna önem vermezseniz daha sonraki
derslerinizde de aynı davranışlar tekrar eder.Dokümanlarını masaya koyduktan
sonra sınıfta kısa bir gezinti yapmalı hasta öğrenci varsa hatırını sormalı,
gelmeyen varsa nerede olduğunu öğrenmeli yerlerde çöp varsa nazikçe alınmasını
istemelidir. Eğer öğrenciler çöpü almakta tereddüt ediyorlarsa emir vermemeli
kendisi çöpü yerden alıp atmalı. Bunu yaparken de önemsiz bir olaymış gibi
davranmalıdır.Sınıf yoklamasını almalı,yoklamayı alırken listeyi isim, isim
okumalı gelmeyenleri yoklama fişine kaydetmelidir. Sınıf başkanlarına sorularak
yapılan yoklamalarda süreklilik varsa suistimaller olabilir. Bu açıdan öğretmen
yoklama olayını kendisi yapmalıdır.Sınıf yoklamaları çok önemlidir. Bazen
sınıfta olmayan bir öğrencinin var gösterilmesi önemli sonuçlar doğurabilir.
Ders sırasında öğrencilerle ölçülü şakalaşmalar olabilir.
Düzeyli olduğunda öğrencilerin derse ilgilerini çektiğinden bir çok öğretmen
bunu yapmaktadır. Ancak bir bayan öğretmenin erkek öğrenciye veya bir erkek
öğretmenin de kız öğrenciye el ile temas ederek şakalaşması son derece
hatalıdır, farklı yorumlamalar ve problemler oluşturabilir.
Öğrencilerin sıralara oturuş biçiminde saygı boyutu her an
korunmayabilir. Örneğin bir öğrenci bacak, bacak üstüne atarken diğer öğrenci
kollarını arkadaşının omuzlarına koyabilir. Bu ve benzeri durumlarda
öğrencilere sert ikazların yapılması hatalıdır. Çünkü 45 dakikalık ders süreci,
üstelik bu ilerleyen derslerde ise, dikkatlerinin dağılmasına neden olur.
Önlemek için sadece o öğrencinin fark edebileceği bir şekilde göz ile sempatik
bir uyarı veya jest mimiklerle yapılan bir uyarı ya da 'mm gibi sevecen bir
ikaz öğrencinin mahcubiyet içerisinde toparlanmasını sağlayacaktır.Unutmayın
bir sınıftaki öğrencilerin tümünün IQ'ı, psikolojik durumu, morali,ruh sağlığı
aynı düzeyde değildir. Bu açıdan öğrenci davranışlarındaki her olumsuzluğu
saygısızlık gibi algılamamak gerekir. Onlara karşı anlayışlı olmak, sevginizi
hissettirmek, hatalarını affetmek, onların davranışlarını kontrol etmelerini
sağlayacaktır. Hatta başka bir zaman yanınıza gelip özür dileyeceklerdir.
Sınıf yönetimi kapsamında otoritenin sağlanması önemli bir
yer tutar. Otorite kavramı bir kısım öğretmen tarafından yanlış anlaşılmıştır.
Öğrencilerin kıpırdamaması, sağa-sola dönmemesi, yanındaki öğrenci ile
konuşmaması,sürekli öğretmene bakması,sanki havada sinek uçsa vızıltısının
işitilebileceği sessiz bir ortam istenmiştir. Bu tarz bir düşünce otoriteyi
yanlış anlama demektir. Eğitim öğretim metotları içersinde otorite; öğretmenin
kontrolü elinde bulundurması, sınıf yönetmeninin öğretmen olması şeklin de
anlaşılmalıdır.Öğrencilerin her davranışını bastırmak, konuşmalarını
engellemek, korkutmayla öğrenciler üzerinde hâkimiyet kurmak çağdaş eğitim
metotları ile çelişeceği gibi öğrencilerin gelecek hayatlarını ilgilendiren bir
çok sosyal davranışın gelişmesine de ket vurur. Bu bakımdan öğrencilerin
kendilerini ifade edebilmelerine imkan verilmeli, davranışlarına da ölçülü bir
esneklik kazandırılmalıdır.Ders sonunda öğretmen dokümanlarını eline alıp
tekrar orta sıra hizasında durarak tüm sınıfı gözleriyle takip etmeli her
öğrenci ile göz temasını sağladıktan sonra sessiz ama gözleriyle 'Arkadaşlar
sizleri çok seviyorum kendinize dikkat edin.' Dedikten sonra bu kez sözle
'Arkadaşlar derslerinize iyi çalışın iyi dersler' veya son ders ise 'iyi
tatiller' demeli. Unutmayın onlar sözlerinizle yaptığınız selamlamadan daha çok
gözlerinizle aktarmak istediğiniz mesajı daha iyi anlayacaklardır.
2-Konu ve ders
içeriğinin takdimi:
Konuların
öğretilmesinde öğretmenin mahareti planlı oluşu sempatikliği büyük önem taşır.
Bir ders saati içinde saydığımız bu vasıflarla beraber konu içeriğini takdim
ederken aşağıda belirtilen önerilere uyulması da ayrıca öğretmenin verimini
artıracaktır.Derse günlük plan ile girilmelidir. Günlük planınız yoksa derya
olsanız kıymeti olmaz. Çünkü hafızadan anlatılan bilgilerde konu atlamaları ve
konu sıralarında kaymalar olur. Bazen küçük ama önemli bir bilgiyi anlatmayı
unutursunuz. Siz anlattığınızı zannedersiniz fakat bu bilgi eksikliği konunun
bütünlüğü içersinde bir arıza meydana getirir. Bu tür arızalar öğrencilerimizin
girecekleri sınavlarda soru veya soruların yapılamamasıyla neticelenir. Ayrıca
plansızlık öğretmenlerin özgüvenlerinde azalmalara neden olur. Bir çok
öğretmenin derse geç girmesinin arkasında bu gerçek yatmaktadır.
Konunun işlenişine
geçilmeden önce günlük plana uygun olarak belirlenen amacın daha iyi
anlaşılması için konunun günlük yaşamla ilgisini kuran örnekler anlatılabilir.
Yine konuyla ilgili hazırlık soruları sorulabilir. Böylece öğrencilerin
zihinleri konuya hazırlanmış olur.Sınıf tahtasını sol üst köşesine mutlaka ders
adını, ünite ve konu adlarını yazınız. Öğrencileriniz sizin hangi konuyu
öğretmek istediğinizi daha iyi anlarlar. Bir sinema filmini ismini öğrenmeden
izlemek istemezsiniz veya filmlerin isimlerinin bilinmesi merakı ve isteği
kamçılar. Örneğin, Matrix ve Gladyatör gibi...
Konuyu takdim
ederken önemli bulduğunuz formül ve benzeri bilgileri not aldırınız. Bu önemli
bilgileri tahtaya yazarken de çerçeve içerisine alınız. Vurgular öğrenciler
tarafından daha iyi algılanır.Konunun takdimi sırasında kullanılacak yöntem ve
teknikler çok önemlidir. Öğrenmenin en yüksek verimle gerçekleşmesi buna
bağlıdır. Takrir (Düz anlatım), soru-cevap, gösteri, deney, tartışma, gezi-gözlem,
senaryo ve test bilinen eğitim-öğretim metotlarının başlıcalarıdır. Öğretmen
işleyeceği ünitenin özelliklerini dikkate alarak, bu metot ve tekniklerden
yararlanmalıdır. Ancak hiçbir ünitenin işlenişinde düz anlatım metodu yalnız
başına kullanılmamalıdır. Çünkü düz anlatım da öğretmen aktif öğrenci pasif
durumdadır. Böyle bir ders işlenişinde öğrenci ilgisinin sürekli sağlanması
mümkün değildir. Eğer konunun özelliği açısından düz anlatım metodu zaruri ise
bu metodu soru-cevap metoduyla desteklemek mümkündür. Ayrıca bütün metotların
uygulamaları sırasında öğrencilere 'Beyin fırtınası' yaptırılabilir. Beyin
fırtınası,öğrencilerin konu hakkında görüşlerini dile getirmeleri,yorum
yapmaları demektir. Öğretmen bunu kontrollü bir şekilde yapabilirse dersin işlenişi
daha zevkli olur.Öğretmen sadece mevcut yöntemlerle yetinmemelidir.
Eğitim-öğretimdeki gelişmeleri yakından takip ederek yeni öğretim metotlarını
öğrenerek dersine kazandırabilmelidir.
Önce basit sorular ve örneklerle alıştırmalar yapınız.
Konuya zor sorularla başlamak dersi zayıf olan öğrencilerin ilgilerinin
azalmasına neden olur.Konu anlatımını çok sorulu hale getirmek gerekir. Soru
sayısının artması öğrencileri aktif hale getirir. Derse katılımı artırır. Zaten
yeni eğitim modelleri de öğrenci merkezli olarak
düşünülmektedir.Öğrencilerinizin de konuyla ilgili sorular sormasına izin
verin. Bu durum onların konu üzerinde projeler geliştirmesini sağlar. Bir
öğrenci konu ile ilgili sorular soruyorsa konuya motive olmuş demektir.Ses
tonunuzun seviyesini sınıftaki her öğrencinin duyabileceği bir ayarda tutunuz.
Ses seviyesinin yüksek olması sınıftaki ve hatta komşu sınıftaki öğrencileri
rahatsız eder. Ses seviyesinin düşük olması ise bir süre sonra öğrencilerin
ilgilerinin azalmasına neden olur.Dağılan dikkatleri tekrar toplamak için ses
ayarınızda geçici düşürme veya yükselme yapabilirsiniz. Ama bu sık sık
yapılırsa kıymetini yitirir.Dersin 15 dakikalık bölümünden sonra öğrencilerin
dikkatleri giderek azalır. Bu durumda dikkatleri yeniden sağlayabilmek için öğrencilerinizi
5 dakikalık bir süre içersinde dinlendirin. Bu zaman içersinde fıkra
anlatabilirsiniz, espri yapabilirsiniz ya da konuyla ilgili günlük hayattan
örnekler üzerinde konuşabilirsiniz.Dersinizi aktarırken günümüzün teknoloji
imkanlarından yaralanmaya çalışın. Bilgisayar ,tepegöz, slayt, tablolar veya
modeller konuyu görsel boyuta taşıyarak, bilgilerin daha kolay öğrenilmesini
sağlarlar. Kullandığınız tüm teknolojik aletler dersinizi sempatik hale
getirirken sizin öğrencileriniz nazarındaki kredinizi de artırır.Tahtayı
kullanırken renkli tebeşirler kullanın konu ile ilgili şema veya şekilleri
çizmeyi ihmal etmeyin. Şemalar ,şekiller veya krokiler karmaşık gibi görünen
bilgileri anlaşılır hale getirirler. Örneğin bir başkasına adres tarif ederken sözlü
tarif yerine, kroki çizmeyi tercih ederiz. Konu içersinde çizilecek krokilerde
konunun daha kolay keşfedilmesini sağlar.Dersin son bölümünde kısa bir özetle
neler öğretildiğini hatırlatın.3,4 soru ile mini bir sınav (quiz) yapılması
bilgilerin ölçülmesine yardımcı olur. Sonuçta konunun ne kadar öğrenildiği
hakkında bilgi sahibi olursunuz.
3-Ödül ve ceza
kurallarının uygulanması:
Ödül teşvik edici ,
ceza ise caydırıcı olarak bilinir. Genellikle tüm eğitim sistemlerinde bu ikili
hep vardır. Dozu iyi ayarlandığı zaman öğrenmeyi olumlu yönde etkilerler. Peki
ama dozu nasıl ayarlanmalıdır' Ödül ve ceza nasıl uygulanmalıdırlar'Yüce
Yaratıcı 'Benim rahmetim,gazabımı kuşatmıştır.' buyuruyor. Yani ödül vermem,
bağışlamam cezalarımdan daha fazladır diyor. Hal böyleyken öğretmenlerin cezayı
daha çok tercih etmeleri ,dozun iyi ayarlanamaması anlamına gelmez mi' Bu
açıdan ödül sınıf yönetiminde de hep önde olmalıdır. Öğrencilerin derse
katılmaları,sorulara verdikleri cevaplar,ödevlerini zamanında yapmaları,derste orijinal
açıklamalar yapmaları vb. tüm davranışlar ödüllendirilmelidir. Ödüllendirmeler not ile yapılabileceği gibi takdir ifade eden güzel sözlerle de
yapılabilirler. Bu tür ifadeler onların iç dünyalarında olumlu değişmeler
meydana getirir.
Cezalandırmaya gelince,fiziksel şiddet kullanmak,dersten
kovmak,ağır ve rencide edici söz söylemek,not ile cezalandırma yapmak zaten
yanlıştır.Asla da kullanılmamalıdır. Her öğrencinin bir onuru vardır. Öğretmen
olmak,bizlere onların onurlarını kırma hakkını vermez. Ancak az da olsa dersin
ciddiyetini sağlama adına başvurulabilecek ceza yöntemleri vardır. Bu
yöntemlerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz.Dersi dinlemeyen ve çok konuşan
öğrencinize 'Bu dersin sonunda konunun özetini sen yapacaksın' denilebilir.
Mahcup olmamak için kalan kısmı iyi takip edecektir.Derse sürekli hazırlıksız
gelen defteri,kitabı yanında olmayan öğrenciler genellikle problemli
öğrencilerdir. Bu öğrencilere derste ceza vermek yine hatalı olur. Onlara
'Sizinle dersten sonra özel görüşmek istiyorum' deyin ve mutlaka ders çıkışında
onlara sevgiyle yaklaşarak niçin böyle davrandıklarını sorun. Problemlerini
dinleyin onlardan olumlu davranışlar beklediğinizi belirtin. Yine düzelme
olmuyorsa öğrencilerin rehber danışman öğretmenle-rine problemi iletin.Öğrenci
kendisine yöneltilen bir soruyu bilemeyebilir. Zaten bir öğrenciye istek dışı
soru yöneltmek hatalıdır cezayı da gerektirmez. Fakat her soruya parmak
kaldıran ancak her seferinde de hatalı cevap veren çok konuşan öğrencileri de
rencide etmeden, atasözleri vb. hikmetli sözlerle uyarabilirsiniz. Düşünmek ve
yerinde konuşmanın önemini anlatabilirsiniz. Bu tür öğrenciler belki de sizi
çok sevdikleri için böyle davranıyor olabilirler.
4-Muhtemel
problemler karşısında takınılabilecek davranış modelleri:
Bu konuda önerilecek
modeller şahsi önerilerden ibarettir. Tartışmaya açıktırlar. Sizler daha iyi
modellerle de problem çözümüne yaklaşabilirsiniz. Problem çeşitlerine geçmeden
önce bir nüansın iyi anlaşılması ve olaylara bu pencereden bakılması gerekir.
Bu nüans şudur: Problem öğrenci yoktur, problemi olan öğrenci vardır. Bazen
hatalı olarak problem öğrencilerden bahsederiz. Olaya bu şekilde yaklaşılması
problemi çözümsüz hale getirir. Halbuki öğrencilerin problemlerinden
bahsedilirse çözüm için bir çok öneri de geliştirebiliriz.
Bir öğrencinizin dersinizde sakız çiğnediğini fark ettiğinizde olaya alaylı cümlelerle yaklaşmak da sakıncalıdır. Örneğin 'İyi geviş getiriyorsun' dediğinizi farz edelim. Etki tepki prensibine göre öğrencinin de anormal bir cevap vermesi muhtemeldir. Zaten sakız çiğniyorsa böyle bir cevaba da yatkın demektir. Çözüme öğrencinin sınıf içerisinde onurunu kırmadan yaklaşabilirsiniz. Örneğin yakınına giderek sadece onun duyabileceği şekilde 'Sana yakışmıyor' veya 'Senden böyle bir davranış beklemiyordum' demeniz durumu düzeltecektir.Ara derslerin birine geç gelen öğrenci yok yazıldığını fark edip 'madem ki yok yazıldım derse girmek istemiyorum 'demiş olsun. Böyle durumlarda 'Sen bilirsin git öyleyse' demek öğrenciye prim vermek gibidir ve daha sonra da benzer davranışların yaşanmasına sebep olur. Ona güzel bir lisan ile niçin geç kaldığını teneffüste idarecilerden, problemini izah ederek,izin kağıdı alabileceğini,bundan sonra ise yerine oturarak dersi takip etmesini istemek gerekir. Ona derse kasten girmemesinin yanlış bir hareket olduğu da söylenebilir.Ders sırasında bir öğrencinin elinde cep telefonu, volkmen gibi bir cihaz görmüş olalım. Özellikle cep telefonlarının mesaj bölümünde kayıtlı özel mesajlar bulunabileceği için telefonunu vermek istemeyecektir. Yasak olduğunu söyleyip elinden almaya çalışmak yine hatalıdır. Vermediği taktirde prestijiniz zedelenebilir. Bu durumda olaya şöyle bir yaklaşımda bulunulabilir. 'Cihazını kapat ve çantana koy; sınıfa getirmen yanlış bir davranış. Bir daha görmek istemiyorum' denilebilir. Tekrar getirmesi durumunda ise ders çıkışında rehber öğretmenine veya idareye haber verilebilir. Olayla ders dışında ilgilenilmesi çözümü kolaylaştırır.Etkili bir sınıf yönetimini gerçekleştirmek öğretmenin elindedir. Başarılı bir öğretmen, branş bilgisi,formasyon ve sevgi üçlüsünü bir bütünlük içerisinde kullanabilen öğretmendir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder