12 Kasım 2012 Pazartesi

Almanya’da bir lise müdürü

Almanya’da bir lise müdürü, her eğitim öğretim yılı başında öğretmenlerine şu mektubu gönderirmiş.

“Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim. Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü. İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar.

Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum. Sizlerden isteğim şudur.Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın.Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin. Okuma yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır.”
 
 

11 Kasım 2012 Pazar

Yolumuzdaki Engeller

Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş,
kendisi de pencereye oturmuştu.

Bakalım neler olacaktı? Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları,
saray görevlileri birer birer geldiler, sabahtan öğlene kadar. Hepsi kayanın
etrafından dolaşıp saraya girdiler. Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdi.
Halkından bu kadar vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyordu.

Sonunda bir köylü çıkageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu. Sırtındaki
küfeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarıldı ve ıkına sıkına itmeye başladı.
Sonunda kan ter içinde kaldı ama kayayı da yolun kenarına çekti.
Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereydi ki, kayanın eski yerinde bir kesenin
durduğunu gördü. Açtı. Kese altın doluydu. Bir de kralın notu vardı içinde .”Bu
altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir.” diyordu kral.

Köylü, bugün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders almıştı.
 ”Her engel, yaşam koşullarını daha iyileştirecek bir fırsattır.”

29 Ekim 2012 Pazartesi

İşyerinde öfke kontrolü nasıl sağlanır

İşteyken bazen öfke veya endişe duyuyor ve soğukkanlılığımızı yitirerek iş arkadaşlarımızı kırıyoruz veya birden ağlamak istiyoruz. Duygularımızın etkisiyle hareket etmemek için bunları nasıl yatıştırabiliriz?

 

Washington’da yaşayan psikanalist ve kariyer danışmanı Lynn Friedman’a göre, duygusal açıdan kontrolünüzü kaybederken bir an durup aslında ne olduğunu görmek zor.
İşteyken yoğun bir tepki hissedince, kendinize bunun gerçekçi ve mantıklı olup olmadığını sorun. Kimi zaman duyguları harekete geçiren şeyin o sırada olan bitenle pek ilgisi olmaz. Anında tepki vermek yerine, şöyle diyerek biraz zaman kazanın:

26 Ekim 2012 Cuma

Müslüman olup olmadığı hakkında çeşitli spekülasyonlar bulunan Goethe'den Hz.Muhammed'e şiir..

Batı dünyasının gelmiş geçmiş en büyük edibi olarak kabul edilen ve Müslüman olup olmadığı hakkında çeşitli spekülasyonlar bulunan Alman şair ve yazar Wolfgang von Goethe , ömrünün son yıllarında Doğu medeniyetini ve İslam'ı tanımak amacıyla çeşitli çalışmalar yapmıştı.

Hz. MUHAMMED'E YOĞUN BİR SEMPATİ BESLEMİŞTİ
Goethe, öncelikle devrinde yazılmış olan Doğu seyahatnameleri vasıtasıyla bu dünyayla ilişki kurmaya çalışmış, ardından da Doğulu şairlerin şiirlerini, Kur'ân'ı ve Hz. Peygamber'in hayatını anlatan eserleri okumuştu. Ayrıca Hz. Peygamber hakkında da derin incelemeler yapmış ve bunun neticesinde Hz. Peygamber'e yoğun bir sempati beslemişti. Bu sempati, Goethe'nin İslam'ı kabul edip etmediği tartışmalarını da beraberinde getirmişti.

28 Eylül 2012 Cuma

Yönetici mi? Lider mi?

LİDERLİK OLGUSUNUN TARİHSEL EVRİMİ, TEMEL KAVRAMLAR VE YENİ LİDERLİK
PARADİGMASININ ANALİZİ

 



Giriş
İnsanlar grup hâlinde yasayan sosyal nitelikli canlılar oldukları kadar olusturdukları grupları yönetecek ve hedeflerine götürecek liderlere de gereksinim duyan varlıklardır. Birey kendi arzu ve ihtiyaçlarından bir kısmını gerçeklestirmek, kisisel hedeflerine erisebilmek için bir gruba gereksinim duyar ve grup hâlinde hareket etme zorunlulugunu hisseder. su hâlde belirli amaç ve hedeflere yönelmis insan gruplarının olusturulması ve harekete geçirilmesi her insanda kolay kolay bulunmayan ayrı bir beceri ve ikna etme yeteneklerini gerektirmektedir. Liderlik konusunda ortaya atılan birçok tanımlar incelendigi ve bir sentez olusturulmaya çalısıldıgı takdirde bu kavramı; bir grup insanı belirli amaçlar etrafında toplayabilme ve bu amaçları gerçeklestirmek için onları harekete geçirme yetenek ve bilgilerinin toplamıdır diye tanımlayabiliriz. Liderlik tarihin her devrinde vardı, hiyerarsik bir dogası olan insanın gelecekte de liderden vazgeçmeyecegini söylemek yanlıs olmayacaktır. insan her zaman kisisel olarak gerçeklestiremeyecegi gereksinim ve çıkarların benzer gereksinim ve çıkarların baskısı altında bulunan insanlarla bir araya gelip bir grup olusturarak gerçeklestirmeye çalısmaktadır (Eren, s.411, 2000).
Günümüzde, liderlik tarih boyunca hiç olmadıgı kadar örgütlerde yaygın hâle gelmis ve çok daha fazla insan tarafından geçerligi kabul edilmis bir olgudur. insanların çogu “süreçte” bir etki istemektedir ve etki de liderligin bir parçası oldugu için liderlik okullarda, isletmelerde ve toplumsal örgütlerde daha yaygın hale gelmektedir (Avolio, www.academy.umd.edu/ 1997).

21 Şubat 2012 Salı

Ne güzel yazmış üstad

Oğlum, bu temenni neye benzer, bana bak:
Eşeklerin canı yükten yanar, aman derler,
Nedir bu çektiğimiz derd, çifte çifte semer!
Biriyle uğraşırken gelip çatar öbürü;
Gelir ki taş gibi hain, hem eskisinden iri.
Semerci usta geberseydi... değmeyin keyfe!
Evet, gebermelidir inkisar edin herife.
Zavallı usta göçer bir gün akibet, ancak,
Makamı öyle uzun boylu nerede boş kalacak?
Çırak mı, kalfa mı, kim varsa yaslanır köşeye;
Takım biçer durur artık gelen giden eşeğe.
Adam meğer acemiymiş, semerse hayli hüner;
Sırayla baytarı boylar zavallı merkepler.
Bütün o beller, omuzlar çürür çürür oyulur;
Sonunda her birinin sırtı yemyeşil et olur.
'Giden semerciyi, derler, bulur muyuz şimdi?
Ya böyle kalfa değil, basbayağı muallimdi.
Nasıl da kadrini vaktıyla bilemedik, tuhaf iş:
Semer değilmiş o rahmetlininki devletmiş!'
Nasihatım sana:'herzeyle iştigali bırak!
Adamlığın yolu neredeyse, bul da girmeye bak!
Adam mısın: ebediyyen cihanda hürsün gez;
Yular takıp seni bir kimsecik sürükleyemez.
Adam değil misin, oğlum, gönüllüsün semere

Küfür savurma boyun kestiğin semercilere.


Mehmet Akif ERSOY

6 Şubat 2012 Pazartesi

Çokta kolay olmamıştı benim için.....

Ayn Zeliha da yine böyle karlı bir kış günüydü tanıştığımızda... Ne işim vardı oralarda neden gelmiştim bilmediğim topraklara sonraları anladım....